“Zorluklara her insan gibi göğüs germek, sana ilham veren birisinin adımlarını izlemek. Hiçbirimiz eksik ya da fazla değiliz. Dünyalarını sallayabilirsin, sana eksik olduğunu söyleseler bile…”

Barış Telli *

Barış Telli, 4 yaşındayken mahallede arkadaşlarıyla top oynadığı sırada bir trafik kazası geçiriyor ve kazadan sonra sürücü olay yerinden kaçıyor. Yaşanan kaza sonrası hastaneye yetiştirilen Barış’ın sağ bacağı, kazadan 10 gün sonra yani 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda diz kapağının üstünden kesiliyor. Şimdilerin başarılı ve çalışkan sporcusuna, bu talihsiz olayı yaşadıktan sonra ailesi desteğini hiç esirgemiyor fakat kazayı yapan sürücüden bir daha haber alınamıyor. Barış, engelsiz spora 7 yaşında jimnastik yaparak başlıyor, atletizm dalında yarışıyor ve 13 yıldır da ampute futbolda yer alıyor. 2005 yılında ampute futbola Yenimahalle takımında oynayarak başlayan sporcu 1 yılda 49 gol atarak kırılması zor bir rekora imza atıyor. Üniversite yıllarında atletizmle tanışıyor ve 2009 Avrupa Şampiyonası yüksek atlama dalında Avrupa ikincisi oluyor. 6 yıldır Ampute Milli Futbol Takımı’nda forma giyiyor ve bu süre boyunca 160 gole sahip bir sporcu olmayı başarıyor. Aynı zamanda Şampiyon Kulüpler Kupası, Avrupa ikinciliği, Dünya üçüncülüğü, gol krallığı ve turnuvanın en iyi oyuncusu ödüllerini almış. Tüm bu başarılar Barış Telli’nin hayatını değiştiriyor ve verdiği bir röportajda; “Evden çıkmakta zorlanırken, endişelenirken şimdi dünyayı geziyorum” diyor.

ENGELSİZ HAYALLER ENGELSİZ SPOR
Barış’ın hırs, azim ve çalışkanlığı bütün engelleri aşmaya yetiyor ve sürekli olarak yeni başarılara imza atıyor. Başarı hikâyesini de şöyle özetliyor; “Çocuk yaşlarda ayağınızı kaybedince ne olduğunu anlamıyorsunuz ama büyüdükçe zorlukları ve insanların bakışlarının farklı olduğunu anlıyorsunuz. Ben buna rağmen kendimden, hayatımdan ve ailemden hiç vazgeçmedim. Katıldığım okul gösterilerinde çok güzel tepkiler aldım. Ayağım olmadığı halde normal insanlar gibi ellerimin üzerinde yürümenin keyfini yaşadım. Çocukken her şeyi oyuna dökebiliyorsunuz, ben de koltuk değneklerimi oyuna dönüştürdüm. Sokak aralarında, pazarlarda hızla koşup karşıma çıkan engelleri koltuk değneklerimle slalom yaparak aşmaya çalıştım.

Çocukken arkadaşlarım düşerim ya da bana bir şey olur diye beni oyuna almak istemezlerdi. Onlar ‘yapamaz’ dedikçe ben ‘yaparım’ dedim, kendimi nasıl geliştiririm diye düşündüm ve çalıştım. Sıkıntıları ve engelleri aşmak için hep mücadele verdim. Hala engelli bakış açısını değiştirmek için elimden geleni yapıyorum. Lise 1. sınıfta futbolla tanıştım daha sonra Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Antrenörlük Bölümü’nü kazandım. Derslerdeki birçok branşı yapabiliyordum, o zamanlar protezim de yoktu. Çok pahalı olduğu için kendi imkanlarımızla protez alamadık. Türkiye Futbol Federasyonu eski başkan vekillerinden rahmetli Hadi Neşet Türkmen ilk protezimi yaptırdı. Olimpiyat sporcularıyla koşmak için ihtiyacım olan profesyonel koşu protezini ise Hülya Avşar yaptırdı. Ben de 1 ay içinde rekor kırarak Türkiye Şampiyonu oldum.”

“TEK AYAĞIMIZ VAR, HER YERE KOŞMAYA ÇALIŞIYORUZ ”
Barış Telli futbol camiasında her ne kadar Arjantinli ünlü futbolcu Lionel Messi’ye benzetilse de onun hayallerine ulaşmasında motivasyon sağlayan futbolcunun Ronaldinho olduğunu söylüyor. Çocukluğundan beri sürekli Ronaldinho’nun videolarını, attığı golleri izleyerek motive olduğunu söyleyen Telli’nin başarılarla dolu hikayesini okuduğumuzda, duyduğumuzda ya da bir parçasını bir yerlerde yakaladığımızda aslında en büyük engelin zihnimiz olduğunu, bu kadar engelsizken yarattığımız boş verme alışkanlıkları ve tembelliklerle kendimizi ne kadar engellediğimizi fark ediyoruz. Barış Telli 4 yaşında o trafik kazasını geçirmeseydi de bugün kadar başarılı olacaktı. Çünkü insanın amacı sadece hedeflerine ulaşmak değil aynı zamanda kendine de inanmak olmalıydı. Barış’ı bu günlere getiren de hayat felsefesi olarak kabul ettiği, başarıya giden yolun inanmaktan geçtiği oldu.