Geçmişten bugüne psikoterapi ekollerinin gelişim süreçlerine baktığımızda, ekollerin birbirleri arasındaki farklılıkları net olarak ortaya koyduklarını görürüz. Ancak, yıllar içerisinde bu katı sınırlar belirsizleşmeye başlamıştır. Örneğin, davranışçılık ve bilişsel terapi, farklı iki ekol olarak ortaya çıkmış, ancak günümüzde bilişsel-davranışçı terapi adı altında tek bir yaklaşım olarak psikoterapi çalışmalarında daha kapsamlı bir kuramsal bakış imkanı sağlamaktadır. Son yıllarda ise, bilişsel yöntemler ile dinamik yöntemlerin birleşmesi yönünde bilimsel gelişmeler söz konusudur.
Psikoterapi tarihindeki birçok terapi tekniği ve uygulamanın kuramsal temelini oluşturan dört ana eksen Davranışsal, Bilişsel, Psikodinamik ve Varoluşçu Yaklaşımdır. Bütüncül (Entegratif) Psikoterapi, tüm bu ekolleri içine alarak, her bir ekolun psikoterapi çalışmalarına fayda sağlayan farklı yönlerine vurgu yapar ve karmaşık insan davranışını anlama yönünde tek bir ekolden daha kapsamlı bir bakış açısı getirir.
Diğer bir deyişle, bütüncül yaklaşım, farklı kuram ve teknikleri birarada kullanabilme konusunda sağladığı esneklik ile tek bir bakış açısının sınırlarının ötesine geçebilmektedir. Bu sebeple günümüzde psikoterapistler, farklı problemlerle tek bir kuram çerçevesinde, hep aynı yolu izleyerek çalışmak yerine, bütüncül bir yaklaşımla farklı perspektiflerden bakarak, daha kapsamlı bir psikolojik değerlendirme ve çalışma yoluna yönelmektedirler.
Henüz Yorum Yok